25 Temmuz 2013 Perşembe

Küçük Kara Balık






Elbise/Dress: İpekyol, Ayakkabılar/Shoes: Hotiç, Çanta/Clutch: Batik, Küpe/Earrings: Zara, Gözlük/Sunnies: Tods

Bir sabah erkenden, daha gün doğmadan, küçük kara balık annesini uyandırdı:
"Anneciğim, seninle konuşmalıyım" dedi. Annesi, uyku sersemliği içinde
"Acelen ne sevgili yavrum?" diye sordu "Önce sabah gezintimizi yapalım, sonra konuşuruz."
"Olmaz anne, artık ben bu gezintilere çıkmak istemiyorum. Buralardan gideceğim."
"Sabahın bu erken saatinde nereye gideceksin yavrum?"
"Bu derenin bittiği yeri merak ediyorum" diye karşılık verdi. "Ah anne, bu soru beni aylardır düşündürüyor. Derenin nerede bittiğini öğrenmem gerek. Bugüne kadar bu soruya bir karşılık bulamadım. Geceleri gözüme uyku girmiyor. Sürekli bunu düşünüyorum. Kararımı verdim anne, gidip derenin nerede bittiğini öğreneceğim. Orada neler var, başka yerlerde neler var, görmek bilmek istiyorum."

Bu üzerinde minik siyah balık desenleri olan elbiseyi giyince, Samed Behrengi'nin "Küçük Kara Balık" kitabı geldi aklıma. Devrimci, sürüden ayrılmaya cesaret eden, farklılaşmaktan korkmayan merak eden, dünyayı keşfetmek isteyen, korkusuz Küçük Kara Balık... Bazen ben de merak ederim derenin nerede bittiğini, oradan sonra neler olduğunu. Genelde Küçük Kara Balık kadar cesur olamam, biraz yol alır, sonra geri dönerim. Bu balıktan öğrenecek çok şeyimiz var, çocuğunuz, kardeşiniz varsa bu kitap harika bir hediye olabilir. Bu kitap bana çok değerli birinin hediyesiydi, ama ben maalesef çocukken değil, geçen yıl okudum bu kitabı. Siz de hala okumadıysanız, çocuk kitabı deyip burun bükmeyin, okuyun. Samed Behrengi'yi anmışken, Bir Şeftali Bin Şeftali'yi de unutmayalım, çocukluğumun en güzel kitaplarındandı. Ece Temelkuran'ın da dediği gibi, bunları okuyan çocuklar, büyüdüklerinde de iyi insanlar olur.

Early one morning before the sun had risen, the little fish woke the mother and said, "Mother, I want to talk to you." Half-asleep, the mother responded, "My dear child, this isn't the time to talk. Save your words for later. Wouldn't it be better to go swimming?" "No, Mother! I can't go swimming anymore. I must leave here." "Do you really have to leave?" "Yes, Mother, I must go." "Just a minute! Where do you want to go at this hour of the morning?" "I want to go see where the stream ends. You know, Mother, for months I've been wondering where the end of the stream is . . . I haven't been able to think about anything else. I didn't sleep a wink all night. At last, I decided to go and find where the stream ends. I want to know what's happening in other places."

When I wear this dress with littlle black fishes, I remembered the book named "The Little Black Fish" of Samed Behrengi, a famous Persian writer. Brave and curious little fish that dares to be different and want to discover the world.. Unluckily, I discovered it late, not in my childhood but in mid twenties. If you have children or siblings, this book is a perfect gift.

23 Temmuz 2013 Salı

Yoksa Hep Yaşım 9 mu?




    Elbise/Dress: Machka, Ayakkabılar/Shoes: Flower, Çanta/Clutch: H&M

Bir önceki yazıda uzun uzun anlattığım gibi, nüfusta yazan yaş 26, hissedilen (ya da istenilen) yaş 19. Buraya kadar tamam da nerede bir fiyonklu babet, kabarık etek, renkli elbise görsem hemen almak istemem zaman zaman 19 değil de 9 yaşında hissettiğimi mi  gösteriyor acaba :) Siz de bazen küçük kız çocukları gibi giyinmeyi seviyor musunuz?

I told in my last post that I am 26 years old yet I feel as young as 19. Yet, when I look at the phootos above, I think I sometimes feel like I am 9 years old. I love ballerinas, full skirts and nearly everything girly and childish :) Do you like little girl dresses too?

21 Temmuz 2013 Pazar

Hep Yaşım 19


 


 

     Elbise/Dress: Banana Republic, Sandalet/Sandals: Uterque, Çanta/Clutch: H&M

Malesef yaş artık 19 değil, 20 değil tam tamına 26 oldu. Bu konuda çok doluyum sevgili okur, o yüzden bu yazıyı doğumgünüm olan 16 Temmuz'da değil, 5 gün sonra yazıyorum. Eskiden doğumgünüme gün sayardım, özellikle de 20'den önce yıllar çabuk geçsin isterdim, bir an önce büyümem lazımdı, acelem vardı. Şimdi acelem yok, elimde kocaman bir "30 yaşına gelmeden yapılacaklar" listem var, 30' a sadece 4 yıl var. Evet her ne kadar Ertuğrul Özkök 40 yaş kadınını övüp dursa da, ben bırakın 40'ı 30'dan bile deli gibi korkuyorum. 20'lerin ikinci yarısında olmak çok sevimli değil maalesef, bir yandan geçen yılın muhasebesi, bir yandan gelecek yılların endişesiyle geçti doğumgünüm. Evet bütün gün şımartılmak, sürprizler, hediyeler, pastalar güzel ama artık hiç kutlayasım gelmiyor. Biraz erken mi yaşlanmaktan korkmaya başladım, yoksa yapmak istediklerime yetişememe kaygısı mı bilmiyorum ama 5 gündür ruh halim bu işte. Doğumgünümde çekilen fotoğraflarımda gördüğünüz şaşkın bakışlarım da bundan.

Hi everyone! 16th of July was my birthday. I am 26 now and feel a bit nervous to be so close to 30. When I was a teenager, I could not wait to celebrate my birthday, I wanted to grow up too fast. Yet now, I am afraid of being 30. I have a long list of things to do before being 30 . Celebrating birthday, being pampered, bithday cakes and presents are nice, but getting older is not so cute. This is wht I don't smile in above pics taken on my birthday.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Bir Alışverişkoliğin Gezileri: Cannes& Antibes


Elbise/Dress: Park Bravo, Sandaletler/Sandals: From a local shop, Çanta/Bag: Furla, Küpeler/Earrings: Forever New, Gözlükler/Sunglasses: Tods







Uzun hatta upuzun bir gezinin sonundayız. Neyse ki finali güzel bir şehirde, Cannes'da yaptık. Cannes deyince ilk akla gelen Cannes Film Festivali, buraya kadar gelmişken Palais des Festivals'a gidip kırmızı halıda bir poz vermeden olmazdı. Kırmızı halıdan sonra Cannes'ın olağanüstü güzel sahilinde de yürüdük. Lüks yatlar ve oteller, palmiyeler, altın rengi kumsallarla güzel ve alımlı bir şehir Cannes.

I am writing the last post of the trip. We spent the last day in Cannes. Cannes is famous for " Cannes Movie Festival". I visited Palais des Festivals and made red carpet poses. After red carpet, we walked by the sea. Cannes is a beautiful city with its golden beaches, luxury hotels, shops and yatches and palm trees.





Hediyelik eşyalara bakarken La Duree karşıma çıkınca, mutluluktan havalara uçtum. İstanbul'da oturduğum zamanlar, Bebek'te güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra, kendimi bir kutu macaron ile ödüllendirir, eve gidip kahve macaron keyfi yapardım. İzmir'de en çok özlediğim şeylerden birini Cannes'da bulunca kocaman bir kutu aldım.

While looking for some souvenirs, I saw La Duree and felt as happy as a child. I bought a big box of macarons to bring home. There is a LaDuree shop in İstanbul and I used to buy while I was living there. I could not find macarons as delicious as them after moving to İzmir.



Uçağa daha zaman var haydi bir yerleri daha keşfedelim deyip, Nice'in yakınındaki Antibes'i de görelim dedik. Antibes küçük ve sevimli bir kasaba. Özellikle çiçekli, renkli panjurlu evlerine bayıldım.

Before going to airport, we went to Antibes which is near to Nice. Antibes is a small and cute village, you should see it if you visit Cote d'azur.





14 Temmuz 2013 Pazar

Bir Alışverişkoliğin Gezileri: Nice& Monaco


Elbise/Dress: Ayşe Deniz, Sandaletler/Sandals: Vario, Çanta/Clutch: Yargıcı, Gözlük/Sunnies: H&M, Küpeler/Earrings: Forever New










Bonjour, Alışverişkolik Cote D'azur'dan bildiriyor! İsviçre ve İtalya'dan sonra rotamızdaki son ülke olan Fransa'ya geçtik. Güney Fransa uzun süredir aklımdaydı , bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum. St. Tropez'yi göremesem de Nice-Monaca-Cannes-Antibes'i gezerek Fransız Riviera'sının önemli bir kısmını görmüş oldum. Cote d'azur'da en sevdiğim şehir, Nice oldu. Monaco ve Cannes güzel ancak, gözü yoracak kadar lüks, Nice'in sıcak ve samimi havası oralarda yok. Nice tam bir Akdeniz şehri, palmiyeli sahil şeridi biraz kordonu anımsatıyor. Burada sırtında çantasıyla gezen Hippivari gezginleri de, zengin Avrupalı turistleri de görebilirsiniz. Nice'teki en keyifli anlarsa Moules Mariniere yani Fransız usulü şarap ve krema soslu midyeleri götürdüğümüz anlardı. İzmir'in midye dolması ve tarator soslu midye tavanın kalbimde ayrı bir yeri olsa da, midyenin bu hali de çok lezzetli. Nice'e gidecek olursanız L'abbaye'de midye yemeden dönmeyin. Cıvaymış, kolestrolmüş unutun, bu lezzetin tadını çıkarın.

Bonjour, loves from Cote D'azur! After Switzerland and Italy, the last country on our road was France. I was planning to travel to French Riviera for a long time, my dream came true. Except St. Tropez, I discovered all French Riviera. My favourite city on Cote D'azur was Nice. Monaco and Cannes was beautiful but too much luxury. Nice was a typical Mediterrenian city. The best moments here was the lunch with Moules Mariniere and French wine. If you visit Nice, you should have a lunch or dinner in L'abbaye.













Nice'ten sonra sırada Monaco var. Monaco, iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde ise Fransa'ya bağlı bir prenslik, 2 kilometrekarelik küçücük (Vatikan'dan sonra en küçük) ve ultra zengin bir şehir-ülke. Monaco ve Monte Carlo genelde karıştırılır, konuya hemen açıklık getirelim :) Monaco, şehrin adı, Monte Carlo ise bu şehir ülkenin bir mahallesi. Monaco deyince akla gelen 2 şey var: Grace Kelly ve Casino Monte Carlo. Monaco Sarayı ve Grace Kelly'nin mezarının olduğu St. Nicholas Katedral'in gezdikten sonra Monte Carlo Casino'suna gittik. Kumar oynayanları izlemekle yetindim, oynamadım, ama hatıra iskambil kartlarımı almadan da dönmedim. İçeriye kamera, cep telefonu vs. sokmak yasak olduğundan kumarhanenin sadece aşağıda gördüğünüz dışarıdan çekilmiş bir fotoğrafı var. İçinin dışından çok daha gösterişli olduğunu söyleyebilirim. Monaco'yu en iyi tanımlayan kelimeler bunlar zaten: Gösteriş ihtişam, zenginlik, lüks...

Yarın Cannes'da görüşmek üzere!!

The second city in French Riviera I visited was Monaco. Principality of Monaco is a sovereign city-state. It is the second smallest country after Vatikan. It is an ultra rich and luxury country, you see everywhere the signes of it: Yachts, cars, luxury brands... I visited Monaco Palace and Saint Nicholas Cathedral and finally the most exciting of them: Casino Monte Carlo!! No, I didn't play, I only watched people. Of course it was forbidden to take photos inside, so I only have one photo you see below.

See you tomorrow in Cannes!