14 Temmuz 2013 Pazar

Bir Alışverişkoliğin Gezileri: Nice& Monaco


Elbise/Dress: Ayşe Deniz, Sandaletler/Sandals: Vario, Çanta/Clutch: Yargıcı, Gözlük/Sunnies: H&M, Küpeler/Earrings: Forever New










Bonjour, Alışverişkolik Cote D'azur'dan bildiriyor! İsviçre ve İtalya'dan sonra rotamızdaki son ülke olan Fransa'ya geçtik. Güney Fransa uzun süredir aklımdaydı , bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum. St. Tropez'yi göremesem de Nice-Monaca-Cannes-Antibes'i gezerek Fransız Riviera'sının önemli bir kısmını görmüş oldum. Cote d'azur'da en sevdiğim şehir, Nice oldu. Monaco ve Cannes güzel ancak, gözü yoracak kadar lüks, Nice'in sıcak ve samimi havası oralarda yok. Nice tam bir Akdeniz şehri, palmiyeli sahil şeridi biraz kordonu anımsatıyor. Burada sırtında çantasıyla gezen Hippivari gezginleri de, zengin Avrupalı turistleri de görebilirsiniz. Nice'teki en keyifli anlarsa Moules Mariniere yani Fransız usulü şarap ve krema soslu midyeleri götürdüğümüz anlardı. İzmir'in midye dolması ve tarator soslu midye tavanın kalbimde ayrı bir yeri olsa da, midyenin bu hali de çok lezzetli. Nice'e gidecek olursanız L'abbaye'de midye yemeden dönmeyin. Cıvaymış, kolestrolmüş unutun, bu lezzetin tadını çıkarın.

Bonjour, loves from Cote D'azur! After Switzerland and Italy, the last country on our road was France. I was planning to travel to French Riviera for a long time, my dream came true. Except St. Tropez, I discovered all French Riviera. My favourite city on Cote D'azur was Nice. Monaco and Cannes was beautiful but too much luxury. Nice was a typical Mediterrenian city. The best moments here was the lunch with Moules Mariniere and French wine. If you visit Nice, you should have a lunch or dinner in L'abbaye.













Nice'ten sonra sırada Monaco var. Monaco, iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde ise Fransa'ya bağlı bir prenslik, 2 kilometrekarelik küçücük (Vatikan'dan sonra en küçük) ve ultra zengin bir şehir-ülke. Monaco ve Monte Carlo genelde karıştırılır, konuya hemen açıklık getirelim :) Monaco, şehrin adı, Monte Carlo ise bu şehir ülkenin bir mahallesi. Monaco deyince akla gelen 2 şey var: Grace Kelly ve Casino Monte Carlo. Monaco Sarayı ve Grace Kelly'nin mezarının olduğu St. Nicholas Katedral'in gezdikten sonra Monte Carlo Casino'suna gittik. Kumar oynayanları izlemekle yetindim, oynamadım, ama hatıra iskambil kartlarımı almadan da dönmedim. İçeriye kamera, cep telefonu vs. sokmak yasak olduğundan kumarhanenin sadece aşağıda gördüğünüz dışarıdan çekilmiş bir fotoğrafı var. İçinin dışından çok daha gösterişli olduğunu söyleyebilirim. Monaco'yu en iyi tanımlayan kelimeler bunlar zaten: Gösteriş ihtişam, zenginlik, lüks...

Yarın Cannes'da görüşmek üzere!!

The second city in French Riviera I visited was Monaco. Principality of Monaco is a sovereign city-state. It is the second smallest country after Vatikan. It is an ultra rich and luxury country, you see everywhere the signes of it: Yachts, cars, luxury brands... I visited Monaco Palace and Saint Nicholas Cathedral and finally the most exciting of them: Casino Monte Carlo!! No, I didn't play, I only watched people. Of course it was forbidden to take photos inside, so I only have one photo you see below.

See you tomorrow in Cannes!



Hiç yorum yok: