Tulum/Romper: H&M, Ayakkabı/Shoes: Steve Madden, Çanta / Bag : Hotiç
Merak etmeyin ani bir kararla Hırvatistan'a yerleşmedim canlar, sadece döndüğümden beri yeni post yapacak vakti bulamadım. Bir dahaki ne giydim postumda arka fonda Adriyatik olacak dedim; yaptım, oldu :) Dubrovnik Hırvatistan'ın Adriyatik kıyısında, orta çağdan kalma eserleriyle ünlü minicik ve çok şirin bir şehir, hem doğal hem tarihi dokusu insanı müthiş etkiliyor. 1991'de Yugoslavya'dana ayrılma sırasında çıkan iç savaşta Sırp saldırıları şehrin tarihi eserlerini tahrip etmiş, UNESCO'nun başlattığı yenileme çalışmaları 2005'te şehri tekrar eski görünümüne kavuşturmuş. Dubrovnik, eski adıyla Ragusa Cumhuriyeti, 443 yıl Osmanlı himayesindeymiş, ancak Osmanlı buradan sadece vergi almış, bu yüzden şehirde Osmanlı izlerine, camilere, Türk mimarisine rastlamıyorsunuz. Bu kadar ansiklopedik bilgi yeter diyorsanız, kişisel izlenimlere geçelim. Şehrin en turistik bölgesi, surların arkasında kalan Old Town (Eski Şehir), yukarıda gördüğünüz fotoğraflar da oradan. Her köşede bir mimari harikası çeşme, kilise, katedral görüyorsunuz. Bu tarihi binlar arasında birbirinden şirin cafe, restaurant ve dükkanlar var. Mimari eserlerden daha güzel birşey varsa, o da insanlar; hem kadınlar, hem erkekler hem de çocuklar bu kadar mı güzel olur, insan kıskanıyor canım :) Bir restauranta oturuyorsunuz, önünüzden o incecik manken gibi kızlar geçince, lokmalar boğazınıza takılıyor, iştahınız kapanıyor. Tabi yemekler o kadar harika ki, bu iştah kapanıklığı en fazla 5 dakika sürüyor, masanıza aşağıda gördüğünüz pizza geliyor ve kalorisi aklınıza bile gelmeden silip süpüyorsunuz.
Bu güzel pizzayı ilk akşam gittiğimiz Mea Culpa'da yedik, Dubrovnik'in en meşhur pizzacısıymış, şiddetle öneririm. Dubrovnik İtalyan mutfağında neredeyse İtalyanlar kadar başarılı. Diğer günler yediklerimizi de gün gün paylaşacağım, outfit postlarına ne yediğimi de ekleyeceğim, diyettekiler lütfen bana kızmasın. Bu gidişle gardrobumdaki hiçbir kıyafete sığamayıp " Ne giydim" değil "Ne giyemedim" postları yapacağım, benim bu iştahım nereye gidiyor belli değil.
Dubrovnik ile ilgili daha anlatacak çok şey var ama tüm malzemeyi de bir postta bitirmeyelim değil mi, arkası yarın diyerek Dubrovnik notlarına burada bir virgül koyuyorum, herkese sendromsuz Pazartesiler diliyorum :)
No, I didn't decide to stay in dubrovnik and moved there, I only could not find time to post after coming home. Dubrovnik is a lovely small city of Croatia, on Adriatic Coast. The city was damaged by Serbian attacks in 1991 during the break up of Yugoslavia. As of 2005, most of the damage has been repaired in the original style thanks to UNESCO. I think this much encyclopedical info is enough. I have too much to tell about Dubrovnik, but I also have too many photos to post, so I will continue in other posts, have a nice Monday :)
5 yorum:
fotoğraflar çok güzel:)
tulum çok yakışmış :)
sevgilerr
Dubrovnik'in dokusuna bayılmıştım. hele arka sokaklardaki cafeler, arnavut kaldırımlarındaki masalar. biraz masalsı bir yer. o pizzacıyı nasıl atlamışımım bilmiyorum; harika görünüyor. çok kıskandım şimdi :). fotolar harika. sevgiler, yıldız
http://tuzvekarabiber.blogspot.com/
walla ağzımın suyu aktı :) pek güzel :) ne güzel gezmişsiniz:))) maşallah maşşalah diyorum :) şehri çok merak ediyorum postta merakım iyice arttı :)
begumyagci.blogspot.com
canim blogunu inceledim harika gozukuyorsun hemen uyen oldum :) benimde bloguma bi goz atarsan cok sevinirim :)
lifeisaworkoffashion.blogspot.com
Yorum Gönder