Bugün gezi yazılarını bitiriyorum, en sonunda son güne geldik : ) Son gün Hırvatistan'dan Karadağ'a geçtik. Karadağ'da ilk durağımız Kotor'du. Kotor, Dubrovnik'in minyatürü gibi, ki zaten Dubrovnik kendş de minyatür gibi minicik olduğuna göre Kotor'u siz düşünün. Aynı Dubrovnik gibi surlar içinde bir eski şehri (Old Town) var. Dar taş sokakları, meydandaki şirin cafeleri, pizzacıları, dondurmacıları ve hediyelik eşya satan dükkanları, mağazaları ile kendini hemen sevdiren bir yer burası. Ancak maalesef zaman kısıtlı, bir cafede oturup uzun uzun keyif yapacak vakit yok, bir saat içinde old town'ı gezip, biraz dükkanlara bakıp, Budva'ya doğru yola çıkıyoruz. Kotor küçük bir Dubrovnik ise, Budva da küçük bir Bodrum. Upuzun plaj boyunca beach clublar dizilmiş, tabi Bodrum ve Çeşme'nin meşhur beachleri kadar kımıl kımıl yerler değil. Şezlongvar, deniz var,müzik var, bar var bu kadarı da sıcaktan fenalaşmak üzere olan bana yetti. Hemen bikinilerimi giyip buz gibi suya atladım, arkasından da buz gibi iki mojito içip serinledim. Deniz Dubrovnik gibi taşlı ve deniz kestaneliydi ama kafama güneş geçtiğinden ayağıma diken batma riskini göze aldım, neyse ki dikenlere basmadan girip çıkabildim denize. Budva'da tüm vaktimi plajda geçirdiğim bir de göz ucuyla hediyelik eşyalr satılan tezgahlara baktığım için şehirle ilgili anlatacaklarım bu kadar. Buranın da bir Old Town'ı varmış ama gidemedim, bir de burada gece hayatı çok hareketliymiş, Dubrovnik'ten farklı olarak, bilginize :)
Today I am blogging the last post from my Dubrovnik trip. On the last day, we went to Montenegro from Dubrovnik, we visited two cities : Kotor and Budva. Kotor is like a small copy of Dubrovnik with its Old Town, cute cafes and pizzarias, narrow streets and local shops. We unfortunately had limited time so I could not have a coffee in one of these cafes, I prefered walking around to discover the city and looking at local shops, which attracts me more than a cup of coffee. After Kotor, we went to Budva which I find similar to Aegean villages of Turkey. I was about to faint because of extremely hot weather; therefore I preferred swimming to walking to Old Town. There were many beach clubs, I wore my bikinis and jump to cold water, there were stones and sea urgins like Dubrovnik yet it didn't stopped me. After swimming and having two mojitos, I happily turned to Dubrovnik.
Budva'dan sonra havaalanına gitmek üzere Dubrovnik'e döndük, tahminimizden erken varınca, havaalanına gitmeden bir de Dubrovnik'in Cavtat bölgesine gittik, yukarıdaki 2 fotoğraf Cavtat'tan. Uçağı kaçırmamak için burada 1saatten az kaldık ama bu kadar güzel bir yeri görmeden dönmediğime sevindim.
Dubrovnik yazı dizim burada sona ermiştir, görmeyenler "Ölmeden Grülecek Yrler" listesine mutlaka eklesin, yeni gezi yazılarında buluşmak üzere :)
We turned to Dubrovnik earlier than we estimated, so we had the chance to visit Cavtat before going to the airport, I feel lucky because I didnt went from Dubrovnik without seeing Cavtat.
Dubrovnik posts came to an end, I recommend you to add Dubrovnik to your " Places You Must Visit Before You Die" list. See you in new travel posts :)
2 yorum:
Biz vakit bulup gidememiştik Dubrovnik gezimizde Karadağ'a ne iyi etmişsiniz canım :) beyaz elbisenin saf güzelliği örgü boyun detayı ve marine flatlerine bayıldım :)
kuğu gibi olmuşsunuz,güzele herşey yakışıyor,tabiiki tercih çok önemli,iyi geziler ve eğlenceler dilerim,saygılarımla
Yorum Gönder