23 Şubat 2014 Pazar

Bir Tuhaf Londra Seyahati


"Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir" diye bir söz vardır ya, ne kadar doğruymuş. Blogdan ve instagramdan takip edenler hatırlar, uzun zamandır Londra seyahatine gün sayıyordum. 1 ay önce finallerim bitti, yarıyıl tatilim başladı. Çalışan arkadaşlarımın gıpta ettiği upuzun bir yarıyıl tatilim, muhteşem notlarım, Londra biletlerim ve İngiltere vizem vardı, insan daha ne ister? Sevdiklerini sağ salim yanında ister. Benimse hayatta en çok sevdiklerimden biri artık hayatta değil, 15 gün önce anneanneciğimi kaybettim. Ölüm, hastalıklar hepsi hayatın bir parçası ama biz bunları görmezden gelip yok sayıyoruz; bize, sevdiklerimize bir şey olmaz sanıyoruz. Planlar yapıyoruz devamlı, bu hayatta herşey planlı programlı sanıyoruz, sonra duvara tosluyoruz. Bir moda blogunu ziyaret ettiğinizde neşeli şeyler okumak, görmek istiyorsunuz biliyorum, ancak bu blog benim için sadece moda ve stil değil, tüm hayatımı paylaştığım, anlattığım bir alan oldu, o yüzden de buraya birkaç satır yazmadan geçemedim. Söyleyeceğim şudur canlar, sevdikleriniz yanınızdayken kıymetini bilin, zaman ayırın, sarılın, öpün, sevdiğinizi söyleyin. Anneanneciğimi kaybedince içimin nasıl acıdığını tarif edemem, ama sadece tek bir şey bu acıyı biraz hafifletti, sağlığında onu her fırsatta ziyaret ettim, hep zaman ayırdım, sardım, öptüm. Vefatından bir gün önce de bilmeden vedalaşmışım onunla, ellerini, yanaklarını öperek, bunu düşündükçe şükrediyorum. Siz de yarına ertelemeyin sevdiklerinizi, yarın kimin hayatta olacağını bilemiyoruz ki. İyi ki yarına ertelememişim seni nur yüzlü pamuk ananem, nur içinde yat.

Londra fotoğrafının altında bu yazıyı beklemiyordunuz biliyorum ama Londra'daki ruh halimi anlatmasam Londra yazım eksik kalırdı. Anneannemi Londra seyahatinden 3 gün önce kaybettik, ben de haliyle gitmekten vazgeçtim. Ancak annem ve babam gitmemin iyi geleceğini söyleyip ısrar edince fikrimi değiştirip son gece bavulumu hazırlayıp gitmeye karar verdim, belki de gerçekten biraz hava değişimine ihtiyacım vardı. Ve anne babalar hep haklı çıkar ya, yine haklı çıktılar, çok iyi geldi Londra, oradan oraya koştururken kafamın dağıldığını hissettim. Uzun yürüyüşler, yemyeşil parklar, ışıl ışıl caddeler ve mağazalar beni oyaladı. Evet hayalimdeki kadar eğlenebildiğim bir gezi olmadı, evet gündüz bir şekilde avunsam da gece yatınca sıkıntılı uykular uyudum, gezerken içim hep buruktu; ama yine de Londra'nın bulutlu, kasvetli havası, kasvetli ruhumu iyileştirdi. Döneli 4 gün oldu ama bir türlü yazasım gelmedi, söz en kısa zamanda Londra fotoğrafları ve postu gelecek. Şimdilik hoşçakalın.

My followers from instagram and blog might remember that I was planning my trip to London. Everything was ok, tickets, visa. My final exams were over, I had had a long semester break, a perfect London travel plan, AA grades, it was the best semester break ever since...Since my grandma, my precious granda died. It has been 15 days. I cannot describe how bad I feel, how much I miss her. Please, go, hug, kiss everyone you love and tell how much you love them. Do not wait, it can be too late.

I know, you were expecting a post about London under this photo, but I had to tell you my mood when I went to London. After my grandma died, I decided cancel my trip. I was too sorry to go to travel. Yet, my dad and mum insisted too much and told that I would feel better. I was reluctant but I changed my mind and decided to go. Yes mum and dad were right, I felt much better in London. No, it was not as perfect as I dreamed but it changed my mood. I will share my photos and London posts this week, stay tunned!

Hiç yorum yok: